SIRADIŞI BİR KONFERANS DENEYİMİ
'Doğaçlama sizi değiştirir. Doğaçlamayı uygulamak ise ilham verir, öğretir, heyecanlandırır, korkutur, harekete geçirir, meraklandırır. Applied Improv Network 2012 Konferansı sizi Değişimin Kendisi Olmaya çağırıyor. Dünyanın dört bir yanından gelen uygulayıcılar resmiyetten uzak, samimi bir atmosferde başarılarının sırlarını paylaşmak ve birbirlerinden öğrenmek üzere bir araya gelecek. Uygulamalı Doğaçlama ile ilgili deneyiminiz ne seviyede olursa olsun sizin için faydalı olacak birçok şey bulacaksınız.’
Yukarıdaki metinle çağrısı yapılan ve
Applied Improvisation Network tarafından her yıl düzenlenen Dünya Konferansı bu
yıl San Francisco’daydı.
Uygulamalı Doğaçlama Birliği olarak kabaca çevirebileceğimiz bu iletişim
ağı doğaçlamayı tiyatral ya da genel anlamda sanatsal performans alanları
dışında uygulayan kişilerin iletişim ağı.
Sanatsal alanın dışında insanların hayatına sanatlı bir dokunuş
gerçekleştirmeye çalışan insanların dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek
için güçlerini, bilgilerini, deneyimlerini paylaştıkları bir alan. Akademinin asık suratlı ortamından uzak
olmakla birlikte içinde gayet önemli akademisyenleri barındıran bir sürü delinin toplandığı bir iletişim
ağı. Bu iletişim ağının üyeleri
her yıl dünyanın bir şehrinde Dünya Konferansı düzenliyor. Daha önce Portland, Baltimore,
Amsterdam gibi şehirlerde düzenlenen dünya konferanslarının yanında yılın
değişik zamanlarında değişik şehirlerde de bölgesel konferanslar
düzenlenmekte.
2012 yılının Eylül ayının 20’si ile 23’ü
arasında San Francisco’da bulunan Fort Mason Merkezinde 20 ayrı ülkeden 207
üyenin bir araya gelmesiyle gerçekleşen dört günlük konferans bu güne kadar
düzenlenen en büyük konferans olma özelliğini taşıyordu. Dünya çapında 2000’den fazla aktif
üyesi bulunan iletişim ağı ise şu anda uluslararası sanatsal ağlar arasında en
büyükler arasında gösteriliyor.
Konferans 20 Eylül’de yapılan Öğrenme
Seyahatleriyle başladı. Konferans
katılımcıları, San Francisco’da bulunan üç ayrı kurumda doğaçlamanın değişik
alanlarda nasıl kullanıldığını incelemek üzere yola çıktı. Sunulan üç seçenekten birini seçmek
zorunda kalmak herkese zorlu anlar yaşattı. Seçenekler; Stanford Üniversitesi’nde uygulanan yüksek öğrenimde
doğaçlamanın kullanım biçimleri, Bilim Akademisinde Biyolojik Çeşitlilik
alanında doğaçlamanın uygulanışı ve San Francisco Caz Eğitim Merkezinde
doğaçlamanın kullanım alanları.
İkinci ve üçüncü günlerde adeta bir
maraton gibi dolu bir konferans programı bizi bekliyordu. Onlarca TED tarzı interaktif sunumların
yanında kırkbeşer dakikalık doğaçlama üzerine atölye çalışmaları
düzenlendi. Konuşmalar ve sunumlar
ana salonda herkesin katılımıyla gerçekleşirken, atölye çalışmaları aynı anda
üç ayrı salonda gerçekleştiği için seçmek zorundaydık. Bu uygulama birçok atölyeyi kaçırmamıza
sebep olduğu gibi kendi konferans maceramızı belirlememizi de sağladı. İlgi duymadığımız bir konuya maruz
kalmaktansa istediğimiz konuyu seçmek öğrenme sürecini demokratikleştiren bir
ortam yarattı.
Ayrıntılarına www.ainconference.org adresinden
ulaşılabilecek konferans programını bizim için önemli kılan nokta psikolog
arkadaşım Tolga Erdoğan ile birlikte oluşturduğumuz terapötik doğaçlama format
‘Bir Zamanlar...’ isimli projenin sunumu ve uygulanmasıydı. Ülkemiz için hala muamma olan ve
tiyatro ‘entelijansiyamızın’ cehaletle karışık bir kuşkuyla yaklaştığı
doğaçlama tiyatro alanında, dünya çapında efsane olmuş isimlerin projelerinin
yanında projemizin yer alması gerçekten heyecan vericiydi.
‘Bir Zamanlar...’ bir yıllık bir
proje. Tolga Erdoğan’la
oluşturduğumuz Disiplinlerarası Sanat Atölyesi ile başlayan serüven, herkesi
kolayca bir oyun yazarı haline getiren bu eşsiz oyun formatını Pasifiğin
kıyısına kadar getirdi. Doğal ya
da insan eliyle gerçekleşen büyük afetlere maruz kalarak travmaya uğramış
kurbanlarla yapılan psikolojik tanı yöntemi Altı Parçalı Hikaye’yle tanışmamız
sonrasında çalışmalarımızı evrensel hikaye kurgusu ve bilinçdışı konularına
yoğunlaştırdık. Mooli Lahad, Carl
Gustav Jung, Marie-Louise Von Franz, Vladimir Propp, Algirdas Greimas, Joseph
Campbell okumalarının yanında Viola Spolin, Keith Johnstone, Del Close gibi
doğaçlama ustalarının tekniklerinin harmanlanması sonucunda ortaya tamamen bize
özgü, seyirciyi sağlam kurgulu, müzikal bir oyunun yazarı haline getiren
doğaçlama oyun formatı ‘Bir Zamanlar...’ çıktı. Bu formatı en özgün kılan noktalardan biri evrensel hikaye
yapısı içine yerleştirdiğimiz interaktif görsel kartları seyircinin hayalgücünü
tetiklemek üzere kullanmamızdan geliyordu. Yaptığım sunumdan sonra Türkiye’de yayımlanan kitaplarıyla
da psikodrama çevresinde iyi tanınan psikoloji teorisyeni Dr.Adam Blatner’la
‘Bir Zamanlar...’ kurgusunu deneyimleme şansını yakaladık. Deneyimin hemen sonunda; ‘Beş çeşit
kartı, dokuz ayrı işlevle kullanarak, bilinçdışını bilinç düzeyine
getiriyorsunuz’ sözleri anlaşılmanın verdiği varoluşsal hazzı derinden yaşamamı
sağladı. Gerçekten de amacımız
buydu.
Konferansın son gününde Açık Alan
uygulamasıyla, katılımcılar alanlarında yaptıkları çalışmaların ayrıntılarını,
farklı uygulamalarını gösterebilecekleri ya da konferans programında sunumu
bulunmayan katılımcıların çalışmalarını paylaşabilecekleri seanslar
gerçekleştirildi. Bu seanslar
sırasında BATS Improv sahnesinde uluslararası bir oyuncu ve müzisyen kadrosuyla
‘Bir Zamanlar...’ formatını uygulama şansı yakaladık. Zohar Adner, Eric Nepom, Clare Kerrison’dan oluşan
uluslararası oyuncu grubuna Patrick Short ve Joshua
Raoul Brody doğaçlama müzik performanslarıyla eşlik ettiler. Performans esnasında normalde ikinci
perdede uyguladığımız bütün seyirci ile hikaye kurma yöntemini tek perde olarak
uyguladık. Kırk dakika süren bu
tek perdelik gösteri sonucunda tam da Adam Blatner’ın dediği gibi ortak
bilinçaltımızın ürünü olan ve Jung’un bahsettiği arketiplerden ‘yaşam çemberi’ni
anlatan bir hikaye izledik. Doğum
ve ölüm, nesilden nesile bilgi aktarımı, yaşam savaşı, iyi ile kötünün savaşı,
kahramana destek olan ruh, avlanma, kıtlık, akrabalık, aile, anne-baba kaybı,
erginleşme gibi mitolojik hikayelerde rastlayabileceğimiz insanın evrensel
olguları kırk dakikalık bir doğaçlama oyunda karşımıza çıktı. Toprakla pratik bir bağlantısı olmayan
kentli ve üstüne üstlük farklı ülke ve kültürlerden gelen insanların bu format
sonucunda böylesine bir hikaye ortaya çıkartmış olması insanlığı birbirine
bağlayan görünmez bağları derinden hissetmemizi sağladı.
Aramızdaki kardeşlik bağını yeniden
keşfedebilmek için birbirimize hikayeler anlatmamız ve oyunlar oynamamız iyi
bir başlangıç olamaz mı?
Koray Tarhan - Applied Improvisation Network
Türkiye Koordinatörü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder